Son günlerin en gözde sorusu bu, çünkü tüm kararlar ona göre veriliyor. Ne giyileceği, nereye, nasıl gidileceği hep buna bağlı. İnsanlarda hep bir endişe. Yarın kar olursa nasıl giderim? Acaba hangi toplu taşıma aracını tercih etsem? Haklılar tabi. İstanbul’da şartlar zor. Yanlış bir seçim sonucu saatlerce yolda kalmak, üşümek, acıkmak, can sıkıntısı muhtemel.
Peki ya ahiret? Ne alaka demeyin lütfen. Şu yukarıda bahsettiğimizin en kötüsü 5-10 saatlik bir sıkıntı. Bunun için bu kadar çok düşünene bu kadar çok plan yapan insanlar acaba ahiretleri için de plan yapıyorlar mı? Sanırım ne yazık ki cevap hayır. Halbuki esas planlanmayı, üzerine düşünülüp endişelenmeyi hak eden ahiret hayatıdır. Neden mi? İki önemli neden var;
1. Ahiret sonsuz bir yurt. Eğer orada, Allah korusun, ödüllendirilmeye değil de cezalandırılmaya uygun görülürseniz bu geçici, öyle 5-10 saatlik, hadi 5-10 günlük bir azap değil. Ahiret yurdu sonsuzdur. Öyleyse ahiretteki ödüller de cezalar da sonsuzdur.
İş onların sandığı gibi değil! Kötülük ve çirkinlik kazanan, suçu kendisini kuşatmış olan kişiler, ateşin dostudurlar. Sürekli kalacaklardır onun içinde.
(2 Bakara Suresi -81)
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar ise cennetin dostudurlar. Onlar da onun içinde sürekli kalacaklardır.
(2 Bakara Suresi -82)
2. Ahiretteki azap öyle biraz üşüme, trafikte uzun kalıp da sıkılma ile karşılaştırılamayacak kadar büyük bir azaptır.
Ayetlerimizi inkâr edenleri yakında bir ateşe yaslayacağız. Derileri piştikçe, azabı tatsınlar diye, derilerini öncekinden başka derilerle değiştireceğiz. Allah Azîz ve Hakîm’dir.
(4 Nisa Suresi -56)
Ah bir görsen, ateşin başında durdurulup da şöyle dediklerini: “Ne olurdu, geri gönderilsek, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden oluversek.”
(6 Enam Suresi -27)
Dünyada yaşayabileceğimiz zorluklarla ahirette karşılaşabileceğimiz azabı, Allah hepimizi korusun, karşılaştırdığımızda hangisinin daha vahim olduğuna dair kimsenin bir şüphesi yoktur sanırım. Ancak ahiret insana çok uzak geliyor olacak ki insanlar genellikle ahiret ile ilgili düşünmek de konuşmak da istemezler. Saatlerce kar hakkında, karda zorluk yaşamamak için gerekli planlamalar hakkında konuşan bu insanlar bırakın ahireti, ölüm konusunu bile korkunç, üzücü, konuşulmaz bir konu haline getirmişlerdir. Haliyle, bu durumda, ahiret için plan yapmaktan, hazırlık yapmaktan uzak ancak bu dünya ile uğraşan bireyler haline gelirler. Oysa o gün hakkında düşünmemek o günün gelmesini engellemeyecektir.
“İnsan, aceleden yaratılmıştır. Ayetlerimi size göstereceğim. Benden acele istemeyin!”
21-Enbiya Suresi 37. Ayet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder