İslam dinini öğrenmek için Allah tarafından indirilmiş kitabı değil de din adına konuşan insanların eserlerini ya da sözlerini dikkate alanlar çok önemli hatalar yapıyorlar. Hatta zaman zaman Allah’ın sözleri ile çelişir hale geliyorlar. Buna en önemli örneklerden biri Yahudilik ve Hristiyanlık’a karşı takınılan tutumdur.
Örneğin bu dinlerin tahrif edildiğini söylemek, Hristiyanlık’ta ortaya çıkan üçleme –Tanrı’nın baba, oğul ve kutsal ruh üçlüsünden oluştuğu- gibi fikirlerin sapıklık olduğunu söylemek başka, bu dinlerin esas olarak Allah katından gelen, İslam kadar değerli dinler olduğunu dolayısıyla peygamberlerinin de bizim peygamberimiz kadar değerli olduğunu ancak zaman içinde bu dinlerin bozularak Allah tarafından gönderilmiş değerli hallerinden uzaklaştıklarını söylemek başkadır.
Gelenekçi kesimler maalesef işin ilk kısmına takıldıklarından olsa gerek bu dinlere de onların mensuplarına da pek hoş bakmazlar. Hatta dinler arası bir rekabetin meraklısı çoktur ve dinimizi bu dinlerden, peygamberimizi de o dinlerin peygamberlerinden üstün görme eğilimi çok yaygındır. Oysa Kuran’ın tutumu bambaşkadır. Kuran bu dinlerin Allah’tan gelen ilk hallerini över, bu dinlerin din adamları ve mensupları arasında çok övülenler olduğu gibi yerilenler de vardır. Peygamberlerine gelince onlar tabi ki Kuran’da övülürler, ne de olsa onlar da Allah’ın seçtiği resuller değil midir? Dahası Allah Kuran’da inananların özellikleri arasında Allah tarafından gönderilen tüm peygamberlere inanmak olduğunu söylüyor. Yani bunu bizim üzerimize bir görev kılıyor.
Ey iman edenler! Allah’a, onun resulüne, resulüne indirmiş olduğu Kitap’a, daha önce indirmiş olduğu Kitap’a inanın. Kim Allah’ı, O’nun meleklerini, kitaplarını, resullerini ve âhiret gününü inkâr ederse geri dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüş olur.
(4 Nisa Suresi -136)
Resul, Rabbinden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah’a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah’ın resullerinden hiçbirini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdi: “Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabbimiz. Dönüş yalnız sanadır.”
(2 Bakara Suresi -285)
Bakara Suresi’nden alıntıladığım ayete dikkatinizi çekmek isterim. Ayetteki ifade son derece açık; “resullerin hiçbirini ötekinden ayırmayız”. Hz. Muhammed’in yanında diğer peygamberler de Kuran’da böylesine önemli bir şekilde vurgulanırken nasıl olur da bir Müslüman Hristiyanlık ya da Yahudiliğin peygamberi hakkında olumsuz konuşabilir. Allah katından gelmiş dinler arasında böyle bir peygamber yarıştırma hırsına girmek saçmalıktır. Bu peygamberlerin her biri bu şerefli görev için Allah tarafından seçilmiş kişilerdir. Bakın aşağıdaki Kuran ayeti Hz. İsa’yı nasıl da övüyor:
Bir de, melekler şöyle demişti: “Ey Meryem! Allah seni, kendisinden bir kelimeyle muştuluyor. Adı, Meryem’in oğlu İsa Mesih’tir. Dünya ve âhirette yüz akıdır. Allah’a yaklaştırılanlardandır.”
(3 Ali İmran Suresi -45)
İşte kulaktan dolma bilgiler, gereksiz yarıştırmalar hatta düşmanlıklar Müslümanları yanlışlara hatta Allah’ın sözüne karşı gelmeye götürüyor. Dinimizi gerçek kaynağı olan Kuran’dan öğrenerek bu yanlışlardan dönebilmek ümidiyle…
Şöyle bir ayette var. Peygamberlerin arasında ayrım yapmamamız gerektiğine dair:
YanıtlaSilNisa Suresi 152.ayet:
Allah'a ve O'nun resullerine iman edip onlardan birini ötekilerden ayırmayanlara gelince, Allah böylelerinin ödüllerini yakında kendilerine verecektir.