İslam ve kadın konusu önemini hiçbir zaman kaybetmeyecek konuların başında geliyor. Bırakın dışarıdan bakıp İslam’ı eleştirmek hevesinde olanların durmadan bu konuya dikkat çekmelerini, inanan Müslüman kadınlar dahi durup durup bu konuda bazı endişelerini, kafalarına takılanları konuşup duruyorlar kendi aralarında. Madem bu konu böylesine önemli, ben de bu konudaki fikirlerimi yazmak istedim. Bu yazı kul olarak kadınları ele alacak, bir sonraki ise sosyal hayatta kadınları.
Sanırım tartışmaya dine yapılmış ilavelerin İslam dininin kadına bakışı ile ilgili algıyı nasıl da yönettiğini söyleyerek başlamak lazım. Kadınlar ile ilgili Peygamber’e iftira atılarak atfedilen öyle sözler, öyle davranışlar var ki aklı selim birinin kabul edebilmesi mümkün değil. İslam ülkesi adıyla anılan ülkelerde kadınların bugün maruz bırakıldıkları uygulamalar ise cabası. İşte tüm bu nedenlerle belki de en son söylenilmesi gerekeni en başta söyleyelim. Allah’ın dini olan İslam’ı Allah’ın sözünden çıkarır da uydurmalar, ilavelere bağlarsanız onu savunmanız, hatta kendinizi ona ikna etmeniz bile hiç kolay olmaz. Eğer İslam Allah’ın dini ise geçerli tek kaynak Allah’ın sözü olan Kuran’dır. Peygamberimiz de kendisinden istendiği gibi Kuran’a uygun bir yaşam sürmüştür. Allah ondan Kuran’la hüküm vermesini isterken onun sözü geçen hadisleri söylemesi söz konusu değildir. Hadislerin Peygamber’den 200 yıl sonra yazılmaya başlanmış olması da, insanların Peygamber’in adını kullanarak kendi yaşam tarzlarını dinselleştirdiklerine ve meşrulaştırdıklarına kanıttır. Ne bundan yüzyıllar önce, ne de bugün birilerinin çıkıp da İslam adına yaptıkları bizi ilgilendirmez. Bizim için bağlayıcı tek kaynak Kuran’dır.
Kuran’ı dikkatlice okuyun, araştırın. Kulluk bağlamında kadını erkekten ayıran herhangi bir ifade görebilir misiniz? Ben size söyleyeyim HAYIR. Allah’ın Kuran’daki ifadesi son derece açıktır. En hayırlınız takvaya en yakın olanınızdır der Allah; aramızda renk, ırk, cinsiyet ayrımı yapmaz. Allah yolunda en güçlü yürüyen, Allah’ın emirlerini yerine getirip, yasakladıklarından en dikkatlice sakınan, hayatı boyunca Allah rızasını her şeyin üstüne koyan kimse en hayırlınız odur diyor Allah.
Erkek yahut kadın, her kim inanmış olarak hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa, onu tertemiz bir hayatla yaşatırız. Ve böylelerinin ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzelleriyle karşılarız. (16 Nahl Suresi -97)
Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla tanışıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır. (49 Hucurat Suresi -13)
Kuran’ın konuya yaklaşımını bu ayetler özetler. Oysa çok güvenilir olduğu iddia edilen kaynaklarda bile geçen bir hadiste peygamberin kadınlara “bana cehennemlikler gösterildi çoğu sizlerdiniz” dediği iddia ediliyor. Kadınlar hakkında bir sürü uydurulmuş, Peygambere mal edilen ifade var. Evet, hepsi de son derece saçma, akılla, Allah’ın diniyle çelişen ifadeler. Ancak bana göre bu hadisin bir özelliği var. Bu hadis kadının ailedeki, toplumdaki yerinden falan değil, düpedüz apaçık Allah katındaki yerinden bahsediyor. Allah’ın gözünde kullar olarak kadınlar ve erkeklerin nasıl olduğundan bahsediyor. Allah tarafından Kuran’da açıkça, ancak takvaları ile birbirlerinden ayrılabilen müminleri, kadınların çoğu cehennemlik, erkeklerin çoğu cennetliktir diye ayırmaya kalkıyor. Yani bırakın kadınları ikinci sınıf vatandaş yapmayı, düpedüz kadınları ikinci sınıf kul yapmaya kalkıyor bu hadis ve Allah’ın ayeti ile de açıkça çelişiyor. Dahası bu iddia Allah’ın adil olması inancına da ters düşer. Adil olan Allah bizlerin ahiretteki yerlerimizi ancak bu dünyada yapıp ettiklerimize belirler, cinsiyetimize ya da ırkımıza göre değil. Kuran’ın sayısız ayetinde hayırlı iş yapanların cennet ile ödüllendirileceği, Allah’a inanmayan, Allah’ın emirlerine ters düşenlerin ise cehennem ile cezalandırılacağına dikkat çekiliyor. Yani bu hadis hem Peygamber’e hem de Allah’a hakaret içermektedir.
Aslında belki biraz konunun dışına çıkmak olacak ama şunu da eklemeden edemeyeceğim. Aynı hadisin devamında kadınlar Peygamberimize neden cehennemliklerin çoğu bizden diye sorduklarında Peygamber’in yaptığı açıklamalardan biri de kadınların hayızlı zamanlarında namaz kılamamaları ve oruç tutamamalarıdır. Dine ilave yapanların ekleyip de dine soktuğu bir uydurma bir diğerinin açıklaması gibi gösterilirken bir de mantık hatası yapılıyor aslında. Eğer Allah hayızlı kadının namaz kılmaması, oruç tutmaması gerektiğini söylemiş olsaydı (ki Kuran’da buna dair hiçbir ifade yoktur ve bu uygulamalar açıkça İsrailiyattır) kadınlar o günlerde bu ibadetlerden muaf tutulurlardı ve bu onların ibadette bir eksiklikleri olarak değerlendirilmezdi. Ya da şöyle diyelim adaletinden hiçbir şüphemiz olmayan Allah önce kadınlara o belli günlerde ibadetleri yapmayın deyip sonra bunları yapmadılar diye bu kadınları cehenneme atar mı? Sizce de bu mantık sınırlarını ihlal eden, Allah’ı zalim ilan eden bir örnek değil mi?
ağzınıza sağlık. bu derece apaçık çarpık bir mantık bile hala sağlam hadisler olarak gösteriliyor.. hadis için şöyle bir açıklama var;
YanıtlaSil''Demek ki, kadın namaz kılmazken de bir çeşit ibadet yapmakta; yine Allah'ın emrine uymakta, dolayısıyla sevabını o cihetten almaktadır.
Meseleye bu cihetten baktığımızda kadının ibadetteki eksikliği başka bir yolla telâfi edilmektedir.''
kaynak:http://www.sorularlaislamiyet.com/article/2704/kadinin-dininin-ve-aklinin-eksik-oldugu-konusunda-bir-hadis-i-serif-oldugu-dogru-mudur-eger-dogruysa-bu-kadinlara-hakaret-ve-haksizlik-olmaz-mi.html
öyle mantıksız ki. önce kadına adet görme denen özellik veriliyor, sonra o günlerde bazı ibadetlerden uzak durması söyleniyor, bu vesileyle güya dinen eksik kılınıyor, ardından bunun da Allah'ın emrine uymak olduğuna işaret edilerek, bu yolla kendi uydurduğu şeyin telafisinden bahsediyor. e sen adet verdin sen ibadeti yasakladın, sonra bundan dolayı dinen eksik olmak ama aynı zamanda hayızlı günlerde namaz kılmayarak dinin gereğini yerine getirmiş olmak ve bu vesileyle o güya ''dinen eksikliğin telafisi'' gibi içinden çıkılmaz bir mantık var..
yani aslında olan şu: kadına adet görme özelliği verildi. bu zamanlarda ibadetten uzak durması gerekiyor. bunu yaparken de yine Allah'ın emrine uymuş oluyor. bunda hiç bir sorun yok.
ama uydurulan kısım bu durumu kadını aşağı/eksik göstermeye alet edip sonunda yine doğru bir noktaya(ibadet etmemesinin de Allah'ın emrine uymak olması) bağlamış gibi görünerek kafa karıştırmayı ve kadının erkekten aşağı konumunu ciddi şekilde sağlamlaştırmayı başarıyor.