Muharrem Orucu’nun tutulduğu şu günlerde bu konu üzerine biraz düşünmek gerek. Kuşkusuz ki Allah rızası için yapılan her ibadet son derece önemlidir. Peygamberimizin torunlarının Kerbela hadisesi diye bahsedilen olayda yaşadıkları sıkıntıları anlamak adına tutulan Muharrem orucu da güzel bir ibadettir. Allah tüm tutanların oruçlarını kabul etsin inşallah.
Ancak bu konuda dikkat edilmesi gereken birkaç hassas nokta olduğunu düşünüyorum. Birincisi mezheplerin Peygamber’den sonra insanlar tarafından ortaya atılmış oluşumlar olduğu gerçeğidir. Mezhepleri Allah’ın bir emri hatta doğal yasası olarak görmek son derece sakıncalıdır keza Allah Kuran’da aksine bölünmeyin, parçalanmayın buyurmaktadır.
Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın, fırkalara bölünüp parçalanmayın; Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Birbirinizin düşmanı idiniz, Allah kalplerinizi uzlaştırıp kaynaştırdı da O’nun nimeti sayesinde kardeşler haline geldiniz. Ateşten bir çukurun kenarında idiniz; sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini bu şekilde açıklıyor ki, doğruya ve güzele yol bulasınız. (3 Ali İmran Suresi -103)
Peygamberimizin ev halkını da (ehli beyt) torunlarını da kuşkusuz hepimiz çok severiz. Onların çekmiş oldukları acı için de hepimiz üzülürüz ancak bunu müminler arasında bir bölünme, bir düşmanlık haline getirmek hepimize zarar verir. Dahası yukarıdaki ayetten de anlaşılacağı gibi bu Allah’ın emrine karşı gelmek olur.
Sakınılması gereken başka bir tutum ise Muharrem orucunu fazla yüceltip Ramazan orucu ile eş değer hatta ondan daha değerli görmektir. Böyle bir yaklaşımı asla benimsememek gerekir. Ramazan orucu Allah tarafından müminlere farz kılınmış, tüm detayları Kuran’da belirtilmiş bir ibadettir. Muharrem orucunu Ramazan orucu ile eşdeğer görmek Allah’tan olmayanı Allah’tan olan ile eşitlemek anlamına gelir ki bu son derece sıkıntılı sonuçlar doğurur, Allah’ın sözüne verilmesi gereken öncelik ortadan kalkmış olur.
Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır. (2 Bakara Suresi -183)
Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur’an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. (2 Bakara Suresi -185)
Yazımın başında belirttiğim gibi kuşkusuz Allah rızası için yapılan her ibadet son derece değerlidir ve Allah kendisi yolunda yapılan tüm ibadetleri mutlaka değerlendirecektir ancak Allah’ın emrettiği bir ibadet diğer tüm pratiklerden daha üstündür. Dolayısıyla bir müminin asıl orucu Ramazan orucudur ancak kuşkusuz isteyen herkes fazladan istediği orucu tutar. Ve Allah yolunda yapılan her güzel eylemin mutlaka bir karşılığı vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder