Ben insanların özgürlüğünün önemine inanırım. Şimdi kalkıp burada siyaset felsefesi falan yapacak değilim tabi. Esas niyetim işin dini, daha doğrusu Kurani boyutundan bahsetmek. Ama tam da yeri gelmişken şunu da vurgulayayım; şu yukarıda yaptığım, yapmak zorunda kaldığım ayrım aslında öylesine üzücü ki. Bir şey için “dini” demek zaten otomatik olarak “Kurani” demek olmalıdır değil mi? Allah’tan peygamberimiz aracılığıyla bizlere indirilmiş tek dini kaynak vardır ve o da Kuran’dır. Ama maalesef iş bugün öyle noktalara gelmiş bulunuyor ki dini dediğinizde içinde neler neler var. Hadisler, içtihatlar vb. İşte o yüzden konuşmadan önce böyle bir ayrım yapmak zorunda kalıyoruz maalesef.
Özgürlük konusunda da bu ayrım apaçık önümüzde duruyor. Kuran birçok konuda müminlere yol göstermekte, Allah’ın emirlerini ve yasaklarını müminlere iletmektedir. Ancak hayata dair her konu Kuran’da yer almaz. Hatta bugün “dini” diye anlatılan şeylere baktığınızda, oralarda başköşede duran pek çok konunun Kuran’da bahsi dahi geçmez. Peki, Allah neden Kuran’da bu konulardan bahsetmemiştir? Nedeni bence son derece açık; çünkü Allah bu konuları insanların kendisine bırakmıştır ve bu konularda müminler üzerine herhangi bir sınırlama getirmek istememiştir. Yani kısaca söylemek gerekirse Allah müminleri bu konularda özgür bırakmıştır. Birkaç örnek durumu daha da netleştirecektir sanırım; yerde mi koltukta mı oturacaklarına, sağ elle mi sol elle mi yemek yiyeceklerine, kıyafetlerinin renklerine ve neden yapıldığına insanlar kendi istek ve tercihlerine hatta çoğu zaman da kendi gelenek ve kültürlerine göre karar verirler ve vermelidirler.
Ama insanlar ne yapmışlar Kuran’ın dedikleri ile yani Allah’ın sözü ile yetinememişler. Her şeyi sınırlandırmak, kontrol etmek istemişler. İşin en kötü yanı ise bunları, muhtemelen etkilerini arttırabilmek adına, dine mal ederek sanki bu emir ya da yasakları din koyuyormuş gibi yansıtmışlardır. Yani karısına ya da kızına “senin erkeklerle oturmanı istemiyorum” diyemeyen bir adam kalkıp bunun günah olduğunu iddia etmiş; karısının tek başına başka şehirlere ya da ülkelere gitmesinden rahatsız olan biri kadının tek başına 90 km’den uzağa gitmesinin günah olacağını söylemiş, yerde oturarak yemek yemekten hoşlanan biri bunun sünnet ya da daha hayırlı olduğunu iddia etmiş. İşte böyle böyle din Allah’ın indirdiğinden tamamen farklı bir hal almış. Allah’ın indirdiği bazı hükümler neredeyse gözlerden kaçmış ancak bu Allah’ın dini ile yakından uzaktan alakası olmayan uygulamalar sanki dinin belkemiğiymiş gibi en çok uygulanan ve tartışılanlar halini almış.
Başta dedim ya ben özgürlüklerden yanayım. Herkesin kültürü, geleneği farklı olabilir. Birisi yerde oturup elle yemekten hoşlanıyor, karısını erkeklerle ile görüştürmemek istiyor olabilir. Bu kendisi ve tabii ki karısı da onaylıyorsa karısı ile ilgilidir. Ancak kalkıp bunlara dini anlamlar yüklemek, bunları dini emir ya da yasaklarmış gibi sunmak asla kabul edilemez. İslam tarihine ve dünyanın farklı yerlerindeki İslam algısına bakarsanız Allah’ın dinine en çok zararın bu şekilde verilmiş olduğunu da rahatlıkla görebilirsiniz.
Özgürlük konusunda da bu ayrım apaçık önümüzde duruyor. Kuran birçok konuda müminlere yol göstermekte, Allah’ın emirlerini ve yasaklarını müminlere iletmektedir. Ancak hayata dair her konu Kuran’da yer almaz. Hatta bugün “dini” diye anlatılan şeylere baktığınızda, oralarda başköşede duran pek çok konunun Kuran’da bahsi dahi geçmez. Peki, Allah neden Kuran’da bu konulardan bahsetmemiştir? Nedeni bence son derece açık; çünkü Allah bu konuları insanların kendisine bırakmıştır ve bu konularda müminler üzerine herhangi bir sınırlama getirmek istememiştir. Yani kısaca söylemek gerekirse Allah müminleri bu konularda özgür bırakmıştır. Birkaç örnek durumu daha da netleştirecektir sanırım; yerde mi koltukta mı oturacaklarına, sağ elle mi sol elle mi yemek yiyeceklerine, kıyafetlerinin renklerine ve neden yapıldığına insanlar kendi istek ve tercihlerine hatta çoğu zaman da kendi gelenek ve kültürlerine göre karar verirler ve vermelidirler.
Ama insanlar ne yapmışlar Kuran’ın dedikleri ile yani Allah’ın sözü ile yetinememişler. Her şeyi sınırlandırmak, kontrol etmek istemişler. İşin en kötü yanı ise bunları, muhtemelen etkilerini arttırabilmek adına, dine mal ederek sanki bu emir ya da yasakları din koyuyormuş gibi yansıtmışlardır. Yani karısına ya da kızına “senin erkeklerle oturmanı istemiyorum” diyemeyen bir adam kalkıp bunun günah olduğunu iddia etmiş; karısının tek başına başka şehirlere ya da ülkelere gitmesinden rahatsız olan biri kadının tek başına 90 km’den uzağa gitmesinin günah olacağını söylemiş, yerde oturarak yemek yemekten hoşlanan biri bunun sünnet ya da daha hayırlı olduğunu iddia etmiş. İşte böyle böyle din Allah’ın indirdiğinden tamamen farklı bir hal almış. Allah’ın indirdiği bazı hükümler neredeyse gözlerden kaçmış ancak bu Allah’ın dini ile yakından uzaktan alakası olmayan uygulamalar sanki dinin belkemiğiymiş gibi en çok uygulanan ve tartışılanlar halini almış.
Başta dedim ya ben özgürlüklerden yanayım. Herkesin kültürü, geleneği farklı olabilir. Birisi yerde oturup elle yemekten hoşlanıyor, karısını erkeklerle ile görüştürmemek istiyor olabilir. Bu kendisi ve tabii ki karısı da onaylıyorsa karısı ile ilgilidir. Ancak kalkıp bunlara dini anlamlar yüklemek, bunları dini emir ya da yasaklarmış gibi sunmak asla kabul edilemez. İslam tarihine ve dünyanın farklı yerlerindeki İslam algısına bakarsanız Allah’ın dinine en çok zararın bu şekilde verilmiş olduğunu da rahatlıkla görebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder