9 Mart 2013 Cumartesi

Kuran’a Açık Bir Zihin İle Yaklaşmak…

Biz insanlara Kuran’ın Türkçesini okuyun, Allah Kuran’ı bizlere öğüt almamız için (54 Kamer Suresi -17) göndermiştir dedikçe farklı farklı tepkilerle karşılaşıyoruz. Bir kısım Kuran’ın Arapçasını okumayı sevap sayarken bir kısım da kalkıp “Kuran’ın Türkçesini okuyunca okuyasım gelmiyor benim, kadınlara karşı, aklımın almadığı bir sürü şey var” diyor. Başlık başlık detaya girip de konunun esasını kaçırmak istemiyorum. Zaten bu tip ifadelerde hedef alınan pek çok konuda (mirastaki kadın erkek farkı, kadın ve erkeklerin şahitliği gibi) daha önce bu sitede yazılar yayınlandı ilgilenenler o yazılara bakabilirler. (Yine www.kurandakidin.com sitesinden de bu konularda gerekli bilgiyi edinebilirler.)

Bana göre konunun esası bambaşka. Bu tip ifadelere sığınanların iki yanlış eğilimi var. Bu kişiler aslında Kuran’dan kaçıyorlar ancak bunu kendilerine bile itiraf edemiyorlar. Okumak istemiyorlar çünkü okurlarsa, gerçekten anlarlarsa bu dini gereğince yaşamaları gerekecek ki bu da hayat düzenlerinin tamamen bozulması demek olacak. O zaman nerede buluyorlar çareyi? Kitabı şöyle bir ellerine alıp ya “karmakarışık bir sürü hikaye, ben bunu anlamıyorum” ya da “yok yok benim burada yazanları kabullenmem mümkün değil” demekte. Yani bir; düzenlerini bozmak, hayatlarını değiştirmek istemiyorlar, iki; kafalarındaki ön yargılar ile Kuran’a yaklaşıyorlar.


Dünyevi pek çok şeye -iş yerinde yapılanlar bir yana- dans kurslarına, dağcılık kulüplerine, spor ya da magazin gazetelerine saatler harcayanlar hayatlarına anlam katacak, yaşamalarını anlamlı kılacak tek kitap olan Kuran için yarım saat harcayıp, “ben yapamıyorum” deyip kaçıyorlar. Dersi böyle mi çalışıyoruz? Ya iş yerinde hazırlanan raporları? Yapamıyorum deyip sıyrılıyor muyuz 5 dakikada işin içinden?

Okumaktan kaçmak bir yana, okudukları azıcık sürede de muhtelif önyargılardan arınamıyorlar. Ortak özellikleri Kuran’ın modern değerler ile bilhassa da kadın hakları ya da kadın erkek eşitliği gibi kavramlar ile uyuşmadığı. Yani bu kişiler öyle bir zihin yapısına sahipler ki daha Kuran’ı bir kez bile baştan sona okumadan Kuran’da zaten onu diyor, Kuran’da zaten bunu diyor yargılarını kulaktan dolma bilgilerle tekrarlayıp Kuran’dan uzaklaşmayı tercih ediyorlar.

Oysa yöntem bu olmamalı. Önemli olan tüm önyargılarımızdan, tüm şartlanmalarımızdan uzak, yeni doğmuş bir bebeğin taptaze, açık zihniyle Kuran’a yaklaşmak, O’nu anlamak için, yani Rabbimizin bize gönderdiği mesajı anlamak için gerçekten çaba sarf etmek. Modern olanı “doğru” olan olarak aldığımız, “modern” önyargılarımızı hakem kıldığımız sürece Kuran’a ayırdığımız vakit de boşa harcanacaktır.

Yemin olsun ki, size, gerçeği açık-seçik anlatan ayetler, sizden önce gelip geçmiş olanlardan örnekler, korunanlar için de bir öğüt indirdik. (24 Nur Suresi -34)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder