Yalnızca Müslümanları gözlemleyerek, onların nasıl yaşadıklarına bakarak İslam dini hakkında fikir sahibi olmak isteyen birinin varacağı sonuç İslam dininin zor bir din olduğu olacaktır. Halbuki Kuran okunsa, Allah’ın ayetleri incelenerek İslam dini ile ilgili bir kanıya varılmak istense sonuç bambaşka olur. Allah’ın hiç bahsetmediği bir sürü konu bugün İslam dini çerçevesinde tartışılıp duruyor. Birkaç örnekle durumun vahametini anlayalım;
Allah Kuran’da namaz ile ilgili dinen gerekli açıklamaları yapmıştır; namazın vakitleri, namaz kılarken yapılması gereken üç hareket, namazda Allah’ın anılması ve yüceltilmesi, namazın huşu (konsantrasyon) içinde kılınması vb. Peki geleneksel İslam’daki sınırlar nasıldır? Bu hareketleri yaparken elinizi kolunuzu koymanız gereken yerler, namaz sırasında uygulanması gereken (bilhassa kadınlar için) kapanma kuralları, okunması gereken dualar, ayakların yere konuş şekli, gözlerin nereye odaklanması gerektiği, resme ya da aynaya karşı namaz kılınmaması gerektiği, belli dualar okunurken işaret parmağın alacağı şekil, omuz omuza sımsıkı saf tutulmasının önemi… Hepsi tek tek vurgulanır ve tartışılır.
Oruca başlayıp herhangi bir nedenle o gün orucunu tamamlayamayanların kesintisiz 61 gün oruç tutmaları, hacda şeytan taşlanması gerektiği, hacdan sonra kadınların kapanması, erkeklerin ticaretten bile uzak durması gerektiği de Kuran’da hiç yer almadığı halde İslam dini diye anlatılan, İslam dini adına vurgulanan konulardır.
Oysa Allah Kuran’da bizler için zorluk değil kolaylık istediğini belirtmiştir.
(2 Bakara Suresi-185)
Bu bağlamda son derece çarpıcı olan başka bir ayet ise Maide Suresi’nin 101. ayetidir.
Ey iman sahipleri! Size açıklandığında canınızı sıkacak şeylerle ilgili soru sormayın. Kur’an indirilmekte iken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah Gafûr’dur, Halîm’dir.
Bu ayet açıkça belirtmektedir ki Allah her konuda bir açıklama yapmaz. Bazı konulardan Kuran’da bahsetmeyerek, onları dinin sınırlarının dışında bırakmıştır. Yani kişilerin kendisine bırakmıştır. Ama eğer Kuran’ın indirildiği toplumda yaşayanlar bu açıklanmayan konularda bir soru sorarlarsa Allah cevap olarak onlara o konuda bir hüküm indireceğini söylemektedir. Yani aslında kişiler sordukları sorular ile kendilerini bir sorumluluk altına sokmuş olacaktırlar çünkü Allah’ın hükmü kuşkusuz ki inananlar üzerine sorumluluk yükler. İşte bu yüzden Allah açıklandığında hoşlarına gitmeyecek şeyi sormamalarını inananlara öğütlemektedir. (Kuşkusuz ki bu ayet Kuran’ın indirildiği dönem, o toplumda yaşayan kişileri hedef almaktadır çünkü hüküm indirilme süreci Kuran’ın tamamlanmasıyla birlikte sona ermiştir.)
Allah açıkça her konuyu Kuran’da hükme bağlamadığını, bazılarını din dışı bıraktığını açıklarken, insanlar ne yapmışlar? Kuran’da açıklanmamış, hakkında hüküm inmemiş pek çok konuda sınırlar koyma çabası içine girmişlerdir. Sünnet ve hadis adı altında Allah’ın koymadığı yasaklar, emirler oluşturulmuştur ve dahası bu kişiler bu sözleri Peygamberimizin söylediğini iddia ederek büyük bir vebal altına girmişlerdir. Çünkü Allah kendisinin tek hüküm koyucu olduğunu söylerken Peygamberimizin hüküm koyduğunu iddia etmek onun Allah’a karşı geldiğini söylemektir. Tüm bu artan yasaklar ve emirler; müziğin, resmin, karşı cinsle konuşmanın ve daha yüzlercesinin haram edilmesi; ise İslam’ı yaşanması zor, hatta neredeyse imkansız bir hale getirmiştir. Oysa, İslam dini, gerçek İslam dini, zor bir din değildir. Onu zorlaştıran insanlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder