9 Mart 2013 Cumartesi

İslama Göre Bir Kadın ile Bir Erkek Konuşabilir mi?

Geçen gün okuduğum bir ayet bana iki açıdan çok önemli geldi. Konuları birbirine karıştırmamak adına bunları iki ayrı yazıda ele almaya karar verdim. Değinmek istediğim ilk nokta kadın erkek ilişkileri üzerine. 

Önce ayeti okuyalım, sonra da ilgimi çeken kısmı ile ilgili sizinle fikirlerimi paylaşayım. 

Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunan kadının sözünü işitmiştir. Allah, ikinizin karşılıklı konuşmasını işitir. Çünkü Allah en iyi işiten, en iyi görendir. (58 Mücadele Suresi –1) 

Allah bu ayette eşi ile ilgili Peygamberimiz ile tartışan bir kadından söz ediyor. İşin detayını bu ayetten anlayamıyoruz ancak kadının kocasından şikayetçi olduğu ve onu hem Peygamberimize hem de Allah’a şikayet ettiği sanırım yeterince açık. 


Benim dikkatimi çeken ve üzerinde durmak istediğim nokta ise bir kadının bu konuda Peygamberimiz ile konuşuyor olması. Ha şimdi siz ne var ki bunda diyeceksiniz belki ama benim sizden ricam geleneksel İslam anlayışı ile bu duruma bir kez daha bakmanız. Kadın ile erkeği birbiri ile görüştürmeyen, birbiri ile konuşturmayan bir anlayıştan bahsediyorum burada. Haremlik-selamlık gibi fikirlerin kabul gördüğü, evine yemek yemeye gittiğiniz kadının bile yüzünü görmediğiniz, yüzüne bakıp bir teşekkür edemediğiniz bir anlayıştan. Sizce bu ayette anlatılan, böyle bir anlayışla bağdaşır mı? 

Bu kadın, Peygamberimiz ile konuşmakla da kalmıyor ve Peygamberimizle kocası hakkında tartışıyor. Yani ailevi bir meselesini gidip başka bir erkeğe anlatıyor hatta bu konuda o erkekle tartışmaya giriyor. 

Şimdi kadını sosyal hayattan, erkeklerle konuşmaktan, evde yaşananları dışarıda anlatmaktan men eden anlayış cevap versin bakalım, Peygamber bu konuda hata mı yapmıştır? Kuran’da Peygamber ya da bahsi geçen kadın bu yaptıklarından dolayı kınanmadıklarına göre (ki Peygamberimiz Kuran’ın başka bir yerinde yaptığı bir hatadan dolayı açıkça kınanmaktadır. Bakınız: 80 Abese Suresi’nin ilk 10 ayeti) burada bir hatadan bahsedemeyiz. O zaman acaba sizin inandığınız, gerçek saydığınız hadislerde, ilmihallerde bir hata olabilir mi? Yoksa mezhep imamları ya da Peygamberimiz Allah’a karşı gelip, Allah’ın kuralları ile çelişen dini kurallar mı uydurmuşlar? Hadisleri korumak için Peygamberimiz’in Allah’a karşı geldiğini mi iddia edeceksiniz? Karar sizin..

3 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Allah ilminizi arttırsın. Bu güzel yazı için teşekkür ediyorum.
    Kimseyi haklı çıkarmak gibi bir derdim yok. Yalnız bu 4 imam, "biz bir mezhep kuralım" diye ortaya çıkmadılar. kendilerini dinin otoritesi haline getirmediler. Ancak onu takip edenler hem Allah'a, hem peygambere hem de imamlara itiraf da bulunuyor olabilir. Ebu Hanife, imam malik ve imam şafii ortaya koydukları fikir ve görüşlerin yoruma dayalı olduğunu, daha iyisi varsa ona uyulması gerektiğini kitaplarında ifade etmişlerdir. Bunlar da dikkate alınmalıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğiniz gibi ben o zamanki şahıslar hakkında bir problem duymuyorum.Hatta Ebu Hanife bazı sahih hadisleri kabul etmediği bile görülüyor.Ama sonradan bazıları tarafından çok kötü bir şekilde din başka yöne çekilmiş ve bu insanları bu işlere alet ediyor tıpkı peygamberimizi ettikleri gibi.

      Sil