İslam dininde kadın tartışmaları üzerine yazacağım bu ikinci yazımda Kuran’da boşanan kadına verilen hakları, boşanan kadının nasıl da korunduğunu anlatmaya çalışacağım. Allah boşanan kadınların üç aybaşı süresince başka birisi ile evlenmeden beklemelerini emretmiştir. Bu durum genellikle kadının hamile kalmış olması durumunda bunun fark edilmesi ve çocuğun babasının bilinmesi amacıyla yapılmış bir düzenleme olarak yorumlanmıştır. Kadınlar için çok önemli sıkıntılar doğurabilecek bu süreçte ise kadınların hakları Allah tarafından garantiye alınmıştır.
Öncelikle bu dönemin kadın için neden çok zor olabileceğini düşünelim. Boşanmış kadının bugün bile pek çok toplumda pek hoş karşılanmadığına sanırım hepimiz katılırız. Dahası Allah bu kadının 3 ay boyunca başka biri ile de nikahlanmamasını emrettiğinden, bu kadın için hayat çok zor olabilir. Babasının evine kabul edilmeyebilir, kendisinin maddi imkanı, çalışma ihtimali olamayabilir ve bu durum kadının evsiz kalmasına dahi yol açabilir. Ancak Allah bu durumu daha baştan engellemiş ve kadının boşandığı eşine çok önemli sorumluluklar yüklemiştir. Önce ayetleri bir okuyalım;
Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamladılar mı ya onları uygun bir şekilde tutun yahut da uygun bir şekilde serbest bırakın. Onları, zulmetmeniz için, zararlarına bir biçimde, tutmayın. Bunu yapan, benliğine zulmetmiş olur. Allah’ın ayetlerini eğlence aracı yapmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve kendisiyle size öğüt vermek için indirdiği Kitap’ı ve hikmeti hatırlayın. Allah’tan korkun ve bilin ki, Allah her şeyi çok iyi bilmektedir. (2 Bakara Suresi – 231)
Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman iddetlerine doğru boşayın ve iddeti iyi sayın! Rabbiniz olan Allah’tan sakının! Onları evlerinden çıkarmayın; onlar da çıkmasınlar. Apaçık ve belgeli bir yüzsüzlük yapmaları durumu müstesna. İşte bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Allah’ın sınırlarını çiğneyen kendi benliğine zulmetmiş olur. Bilemezsin, belki Allah bundan sonra yeni bir iş/oluş ortaya çıkarır. (65 Talak Suresi -1)
Bu ayetler açıkça belirtmektedir ki kadınlar bekleme sürelerini boşandıkları erkeklerin evlerinde geçirirler. Hatta bekleme süreleri bittiğinde de kadınların güzellikle tutulmaları ya da güzellikle bırakılmaları mümin erkekler üzerine Allah’ın bir emridir. Yani erkek kadını zorla evden dışarı atamayacağı gibi, kadını zorla evde de tutamaz.
Kadınların iddet süresince barınmalarını garanti altına alan Allah, daha sonra kadınları yine tek başlarına iken çok zor durumda bırakabilecek diğer durumlara değinmiştir; bunlar kadının hamile olması ya da emzirdiği bir çocuğu bulunmasıdır. Bu şartlar da yine kadının bir başkası ile evlenmesini ya da baba evinde bakılmasını zorlaştırabilecek durumlardır. Hatta normalde çalışıp kendi parasını kazanabilecek olan bir kadın da hamile olduğu ya da bebek emzirdiği dönemlerde çalışamayıp kendisine ve bebeğine bakamayacak durumda olabilir.
O kadınları, imkânlarınız ölçüsünde, barındığınız yerin bir kısmında barındırın. Onları baskı altında tutmak için onlara zarar verme yönüne gitmeyin. Eğer hamile iseler yüklerini bırakıncaya kadar onlara nafaka verin. Eğer sizin için çocuk emziriyorlarsa, ücretlerini de verin. Aranızda uygun biçimde konuşup tartışın. Eğer anlaşmakta zorluk çekerseniz o zaman, doğmuş olan çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir. (65 Talak Suresi - 6)
İşte bu durumlarda bebeğin babası, hamile olan ya da bebeği emziren eski eşinin bakımından sorumludur.
Bir zevcenin yerine başka bir zevce almak istemişseniz onlardan birine yükler dolusu mal vermiş olsanız da o maldan hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek, açık bir günah işleyerek mi geri alacaksınız onu? (4 Nisa Suresi – 20)
Hem o malı nasıl alırsınız ki? Daha önce birbirinizle derinden derine kaynaşmıştınız. Ve onlar sizden çok sağlam bir söz de almışlardı. (4 Nisa Suresi – 21)
Çevresinde bir boşanmaya şahit olmuş ya da boşanma hikayeleri dinlemiş olanlar çok iyi bilirler. Genellikle bu gibi durumlarda taraflar birbirine düşman kesilirler ve öyle şeyler yaparlar ki her iki taraf da çok büyük hayal kırıklığı yaşar. İşte Allah yukarıda alıntıladığım son iki ayette açıkça bunun yapılmaması gerektiğini, erkeklerin kadınlara verdiklerini geri almamaları gerektiğini ve son ayette belki de duygulara da hitap eden bir biçimde ilişkilerinin geçmişteki halini unutmamaları gerektiğini vurgular.
Tüm ayetlere bakınca insan şöyle düşünmeden edemiyor; Öncelikle biz müminler kitabımızı okur, anlar sonra da onu başkalarına anlatmaya çalışırsak ve tabii dinimizi uydurmalardan, ilavelerden arındırırsak işte o zaman İslam dininde kadının ezildiği, aşağılandığı iddialarına cevap verebilir, dinimizi hiç de hak etmediği bu suçlamalardan kurtarabiliriz.